Sabah saatlerinde bir haber okudum ve sizinle paylaşmak istedim. Çoğumuzun sağlıklı olduğunu düşündüğü için tükettiği tavuklar aslında doğal yollarla büyümüş tavuklar değiller. Haberin devamını okudukça midem kalktı, üzüldüm, sinirlendim, sövdüm ama değişen birşey yok. yapabileceğim tek şey haberi sizinle paylaşmak.
Vatan Gazetesi'nden Mine Şenocaklı'nın, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakultesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr.Yavuz Dizdar ile yaptığı röportajın bir bölümü aşağıda. Buyrun kararı siz verin.
- Biz ne korkunç insanlar olduk böyle?
Maalesef biz korkunç bir ırkız.
Bakın, tarım ilacını sonuçta kim tavsiye ediyor? Ziraat mühendisi...
Bakıyorsunuz ziraat mühendislerinin büyük kısmı, aynı zamanda tarım ilacı
bayiliği yapıyor. Duydum ve inanamadım, tarım ilacı satarken çiftçiye, “Kendin
için mi kullanacaksın, yoksa satacağın ürün için mi?” diye soruyorlarmış. Böyle
insafsızca bir durum var. Aynı anda bayii olan birisi tarım ilacı satışını
kontrol edebiliyorsa eğer, tüketimini nasıl denetler? Adam kendi satışını mı
baltalayacak? Oradan bir sıkıntı çıkıyor. İkincisi, tarım ilaçlarının amaç dışı
kullanımı var. Bu tavuklarda büyütme amaçlı kullanılan antibiyotik gibi bir
durum. Böyle bir şeyi bin yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Yumurtadan çıkar çıkmaz
civcive antibiyotik vermeye başlıyorlar. Bizim üreticimiz inşallah bu konuda bir
düzenleme yapacak, umutluyum. BESD-BİR, “Elimizden geleni yapacağız” dedi. Fakat
antibiyotiğin bu şekilde kullanımı kim tarafından akıl edildiyse, bunu Amerikan
Akademileri bile anlamış değil... Siz civcive antibiyotiği verirseniz, civcivin
bağırsak sisteminin gelişmesini önlüyorsunuz. Normalde yediğimiz besinlerin
önemli bir bölümü bağırsak metabolizmasında kullanılıyor çünkü. Dolayısıyla
enerji tüketimi azalıyor. Siz bu civcivi güneşe de çıkartmazsanız, kemikleri de
sağlıksız gelişeceği için sadece et yapıyor...
- Hiç anlayamadım
hocam...
Aksi takdirde güneşe çıkartırsanız civciv sağlıklı gelişeceği
için kemik de yapıyor. Ama kemik yapsın istenmiyor, sadece et yapsın isteniyor.
O zaman oradan da tasarrufa gidiyorsunuz, hayvan sonunda patates tarlasında
yatan patates gibi hiçbir şekilde kaçamayan, olduğu yerde büyüyen bir hayvan
oluyor. Bunu kesimde çalışan bir arkadaşımız anlattı, “Zavallı hayvancağızı
yerden alırken kemiklerinin elinizin altında kırıldığını hissediyorsunuz.
Kaçamıyor zaten. Bıraksanız da hareket edemiyor” diyor. Çünkü hiçbir şekilde
enerji harcamayacak ve et yapacak şekilde yetiştiriliyorlar. Düşünebiliyor
musunuz 1.7 kilo yemle 1 kilo tavuk elde ediyorlar. Böyle bir dönüşüm var mı
dünyada?
- Tavukların nasıl bir eziyetle yetiştirildiğini biliyordum, bu
yüzden de asla yemem, ama bu kadarını bilmiyordum. Para kazanacağız diye nasıl
bu kadar vicdansız olabiliyoruz?
Haklısınız, son derece vicdansızlık bu.
Bir yandan da baktığımızda bunu yapanlar inançlı insanlar...
Kaynak: Gazetevatan.com
Röportaj hayli uzun ve içinde değerli bilgiler var. Şayet tamamını okumak isterseniz bu linkten ulaşabilirsiniz: http://arsiv2.gazetevatan.com/arama.asp?kelime=tavuk .
Bütün bunları okuduktan sonra pek iştahım kalmadı. Yazacak dermanım da...Herkese sevgiler.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Neden Güldünüz?
Uzun zamandır elim gidiyor yazamıyordum ama bunu yazmam lazım çünkü acayip komik bir şey oldu. Aslında trajikomik. Geçen gün sayın başbakan ...
-
Hepimiz, hayatımızın bir bölümünde onun adını duymuşuzdur. İnsanı hayretler içerisinde bırakan öngörüleri ve şiirsel anlatım tarzı hep...
-
Uzun yıllardan beri dünya dışı varlıklarla ilgili birçok haber yapıldı. Bu yeni bir konu değil. Ancak çoğu insan, daha içeriğine bile ...
-
Çoğunuz Mayalar'ın kehaneti ile ilgili bazı şeyler duymuşsunuzdur. Belki konuyu en ince detayları ile bilenler de olabilir. Yine d...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder